11 Aralık 2013 Çarşamba

Yeni Bir Baslangıç


Ela doğduğundan beri tek istediğim şey, bana bağımlı bir bebek olmaması. Bensizde idare edebilmesi. Hayatın neler getireceği belli değil. Her anne gibi bende Meleğimin her anında yanında olmak istiyorum. Ama hayat bu, erken olmaması için dua ediyorum...

Tabi ben böyle düşündükçe aksi oldu ve Ela yapışık ikiz gibi sürekli benimle. En kötü alışkanlığımız da meme de uyuması. Eve gelmem ile birlikte tüm biberonları red ediyor ve sadece beni istiyor. 
Karar vermesi, yapması kadar zor bir süreçmiş memeyi bıraktırmak... Bu kararı vermemdeki en önemli etken artık çok yorgun bitkin birine dönüşmüş olmam. Yaşına gelsin uykusu düzelir diyenlere inat Ela daha da kötüye giden bir uyku grafiği çizdi. Saat 23.00 gibi uyuyup saat başı uyanması ile sabahı sabah etmemiz artmaya başlayınca iş yerinde kendimi bu konuyu düşünürken buldum.

Ne kadar da zormuş canının canı için bu kararı vermek ve uygulayabilmek.

Çalışan bir anne olduğum için gündüzleri biberon ile uyumaya alışıktı. Önemli olan gecede bu alışkanlığını devam ettirebilmek. Aslında bir uyku aracının olması taraftarı değilim. Ama teorikte bildiğin şeyleri uygulamada yapamadığını yaşayarak gördüm :)

Kendimi 1 hafta boyunca bu sürece hazırladım. Karar vermiştim cuma akşamı meme de uyumayacaktı. 5 gün boyunca her gece Ela'ya da fısıldadım. Perşembe gecesi sürekli "bu gece son, her şey senin daha özgür bir bebek olabilmen için, seni çok seviyorum ve hep yanındayım" dedim.Son geceyi hiç unutmamak için her anını zihnime kazıdım. Gözyaşlarım içime akarken onun gözleri kapalı huzur içinde emişini seyrettim. Asla unutmayacağım mükemmel bir anı benim için...

Bu bir ayrılık değildi aslında yeni yepyeni bir başlangıç olacaktı.

Tabi hiç kolay olmadı....

Cuma gecesi gelip çattığında iki biberon hazırladım. gündüzleri tek biberonla uyuyabildiği için ikincisi yedekti... yatağa koydum biberonu verdim. gözlerini kapatarak içmeye başladı. Allahım bu kadar kolay mı olacak derken süt bitti ve bizim ki başladı ağlamaya, kucağıma aldığım, sarıldım. Ama uykusu gelmiş küçük meleğim gözlerini ovuşturarak ağlıyor ve deli gibi beni ısırıyordu Kollarımı, boynumu... dikkatini dağıtmaya karar vererek odadan çıktık. İşe yaradı ve sakinleşti. Kucağımda evi gezmeye başladık. Tekrar odasına gidip ikinci biberonu Ela kucağımdayken verdim, içmeye başlayınca hemen yatağa koydum bu sefer işe yaramadı başladı tekrar ağlamaya:(  Hemen aldım kucağıma o ağladıkça ben ağladım öyle zor geldi ki bir ara dayanamayıp vermek istedim. Vicdanınızla da ayrı bir mücadeleye giriyorsunuz. gene odadan çıktık, hemen sakinleşti. Bu sefer odaya dönmemiz daha kısa sürdü. Gene kucağımda biberonu verdim, yatağa koydum, tam uyuyacak derken sütü bitirdi ve tekrar ağlamaya başladı... bu döngü 3. biberonu bitirene kadar devam etti. 2 saatin sonunda biberon ile uyuyakaldı. "oldu mu, bu kadar mıydı? peki gece uyanınca ne olacaktı? " düşünceler zihnimden geçerken bende uymuşum. gece 3 kere uyandı, ilkinde kucağımda tekrar uyutabildim, ama diğer uyanmalarında süt vermem gerekti. beklediğim kadar zor olamaması beni şaşırtmış ama bir o kadar da mutlu olmuştum.

Tam böyle 5 gün geçti... en zoru da uykuya geçiş süresiydi.Uykusu var uyumak istiyor ama uykuya geçecek aracı yok. ...  İlk 3 gün, azalarak devam etse de, çok ısırdı, saçımı çekti, vurdu... uykuya geçtikten sonra ise gecelerimiz daha kolaydı.

Bu kararı verirken o kadar kızım odaklıydım ki kendimi unutmuştum. İkinci gün feci bir ağrı ve şişkinlikle uyandım. Hemen doktoruma aradım bir ilaç önerdi. "İlacı içi ağrıların devam eder ve çok dayanamazsan bir kere sağ, ama fazla değil" dedi. Biraz ıstıraplı da olsa onu da atlattım.

Şimdi nasılsınız? diye sorarsanız çok daha iyiyiz. Üzerinden iki hafta geçti ve daha rahat uykuya geçiyor, 3 biberon ile başlayan uykuya dalışlarımız 1,5 biberona düştü. Geceleri ise sık uyanmalarımız çok azaldı. bazen 3-4 saatte bir uyanıyor ki benim içim bir mucize. gece uyanmalarını da bazen  pış pış ile bazen de su ile uyutarak idare ediyorum. Gece beslenmesini istemediğimden çok nadir gece sütü veriyorum. Baktım uyumuyor, yaptığım her şeyi reddediyorsa "acaba acıktı mı?"düşüncesiyle sulandırılmış süt ile idare ediyorum.

Bu süreçte en büyük destekçim ise eşimdi. Sağ olsun sonuna kadar benim yanımda oldu. İçim acıyor deyip ağladığımda her anda benim mantığım oldu ve en doğrusunu yapıyorsun diyerek desteğini eksik etmedi.


Bu arada bir teşekkürüm var.

Bu sürece karar verirken acaba yapabilir miyim diye düşündüğüm bir anda aşağıdaki linkte yer alan yazısını okuyarak beni yüreklendiren, süreci yaşarken 5 gün boyunca attığım her e postama hızlıca dönüş yaparak desteğini eksik etmeyen (öyle ki doktorumdan bile hızlı dönüş yaptı) SocialMom Çağla Hanım'a çok çok çokkk teşekkür ederim....

http://socialmom.blogspot.com/2013/11/memeden-kesme-maceramz.html




Bir anne için küçükte olsa bir ışık olma dileğiyle...



9 Kasım 2013 Cumartesi

Bir Anne Doğdu...


01.11.2012 saat 21.58 ilk karşılaşmamız...

Daha dünmüş gibi aklımda. Buruş buruş tenin, incecik çıkan sesinle işte bebeğin dediklerinde göz yaşlarıma hakim olamadım. Masum çığlıklarınyla benim yanına geldiğinde susabilmem ise ne kadar da olağanüstüydü.

Derler ki "Bir bebekle birlikte bir anne doğarmış"

O gün seninle birlikte yeniden doğdum güzel kızım. İlk başlarda her şey ne kadar da zordu. Özellikle de senin için... bildiğin küçük dünyandan çıkıp gelmiş bambaşka bir dünyadasın. Farklı seslerin, farklı renklerin olduğu kocaman bir dünya. Bu büyük dünyada tek bildiğin koku bendim. O yüzden sana sıkıca sarıldım. Kucağa alışır diyenlere inat seni hep kucağımda taşıdım. "Korkma Meleğim ben buradayım" dedim hep kulağına ve "seni çok seviyorum" diye de devam ettim.

Hele o cennet kokun yokmuydu. Ellerim bile sen kokuyordum meleğim, hala da mis gibisin...

Gündüzleri bir şekilde idare etsekte her şey geceleri başlıyordu. Akşam üzeri başlayan ve gece 3 'e kadar devam eden krizlerini hatırlıyor musun? sana o dönem ne şarkılar bestelemiştim. Sen kucağımda, kulağına şarkıları fısıldarken evi nasılda arşınlardık. Ela'nın gazlarını napalım? Diye başlayan ve ara ara mırıltılarınla eşlik ettiğin şarkılarımız... Zor gecelerdi ama seninle geçirdiğim en özel gecelerdi.Tam 4 ay sürdü Kolik ile mücadelemiz. Sonunda sen kazandın ve bir anda bitti. Bir gaz çıkarmanın da ne kadar önemli olduğunu sayende öğrendik. Büyük insan gibi çıkardığın gazların evde bayram havası yaratırdı.

İlk banyonu hatırlıyor musun? Avuçlarını nasılda sıkmıştın. Kısa zamanda en rahat ettiğin ikinci yer suyun içi olmuştu. Su kuşu olduğunu keşfettiğim anda da Aquababies çılgınlığımız başlamıştı:) 5. Hafta süren müthiş bir deneyimdi.

Kış bebeği olmanın tadını evde doyasıya zaman geçirerek çıkardık. Sen ve ben sıcacık evimizde.... İlk kar yağdığında da seninle evdeydik. Odandan ne güzelde seyretmiştik. Sıcacık evimizde birlikte olsakta  ziyaretçilerimiz hiç eksik olması. Allah ta eksik etmesin hayranların her gün geliyor.

Peki ya ilk ayrılık.... 6. ayınla birlikte işe başladığım gün benim hayattaki en zor günümdü. canımın canından ayrı, bir yanım eksikti. O günlerden kalma içinde hala bir burukluk vardır. çok şanslıydık ki o dönem Babaannen sana baktı. öylede güzel baktı ki canının canına, hakkını ödeyemeyiz.

İlk tatil nasıldı? Güneş ve Deniz...

Bizim gibi araba ile gezmeyi seven bir çifte uyum sağladığın için sana çok teşekkür ederim Meleğim. Koca yazımız ne kadar da hızlı geçti. Seninle bol bol gezdik, bol bol yüzdük....

Bana özel attığın kahkahalar nasıldın başlarda öyle somurtkan ve ciddi bir bebektin ki, kimse inanmıyordu senin güldüğüne. Şimdi ise biri "hişt" dese hemen gülüyorsun.

Sanırdım ki sadece ikizler de olur, birinin canı acıdığında diğerininde acımasının... "içim acıyor" senine birlikte hissetmeye başladığım bir duygu. Annelik böyle bir şeymiş. Hatırlıyor musun ilk tırnaklarını keserken yanlışlıkla etini kesmiştim. Senden çok ben ağlamıştım... Aklıma geldikçe hala içim cız eder...

ve daha bir sürü ilkleri hep seninle yaşadım Meleğim..

Küçüçük varlığınla kocaman doldurdun hayatımızı, seninle "Ben"cilik öyle bir "BİZ"e dönüştü ki hayat eskisi gibi değil artık...

seninle öğrendim Meleğim, sen hasta olma ben olayım demeyi,
seninle öğrendim Meleğim, değişik bir şey yediğimde seninde yiyebilmen için onu yapmayı,
seninle öğrendim Meleğim, hayatın basit mutluluklardan ibaret olduğunu....

Birlikte öğreneceğimiz daha bir sürü şey var.... Hayatı seninle tekrar keşfetme şansını bana verdiğin için sana çok teşekkür ederim güzel kızım...

İYİ Kİ DOĞDUM MELEĞİM...

5 Ocak 2013 Cumartesi

Kolik mi?

Kızımla birlikte bambaşka bir dünyaya adım attım. Annelik dünyası.

Her şey hayal edilenden de öte muhteşem bir şekilde ilerliyor. Alışamayacağım, yapamayacağım dediğim her şey şimdi o kadar kolay ve sıradan geliyor ki tarif edemem. Hatta başlarda yaşadığım sıkıntılarıma şimdi gülüyorum. Evet hala zor, evet hala yorucu ama alışıyorsun zamanla. Ve artık anlıyorsun her ağlamanın aynı olmadığını....

- Çığlık şekline başlayan ve ingalarla devam ederek ağlıyorsa açlık,
- Bacaklarını çekerek ağrıyorsa gaz,
- Keyfi yerinde iken bir anda yüzünü buruşturup ağlıyorsa, pozisyonundan sıkıldı değişiklik istiyor...

Şuan yapabildiği tek şey ile kendini ifade etmeye çalışıyor ve bende onu can kulağı ile dinliyorum:)

Tabi hala çözemediğim halleri oluyor. Özellikle de akşam üzeri başlayan ve gece 2-3 e kadar devam eden nedensiz gaz sancıları. Kolik...
Doktor ilk söylediğinde kabul etmek istemedim. Ağlama krizi hep aynı saatlerde başlaması ve özellikle son zamanlarda kollarını da kasmaya başlayınca durumu kabullendim. Ama biliyorum ki bu dönem her bebeğin yaşadığı bir süreç.
Adı kolik yada başka bir şey gelişim sürecinin bir parçası. Biraz araştırdığımda fön makinası, elektrik süpürgesi gibi gürültülü seslerin bebeği rahatlattığı söyleniyor. Ben hiç birini denemedim. krizi başladığında emzirme aralarında onun kucağıma alıp başlıyorum evin içinde gezinmeye. Gezinirken de onunla konuşuyorum. Kendisi yokken yaptıklarımızdan ve onunla birlikte yapacağımız güzel şeylerden bahsediyorum. Hafifçe de sırtını ovuşturuyorum. En azından böylece belirli aralıklarla sakinleşmiş oluyor. Tabi bu şekilde kucağa ve kucakta uyumaya alıştı. İşin kötüsü sadece bende sakinleşiyor. Aynı yöntemi babası ve büyükler deniyor ama olmuyor. Şimdilik bu durumdan hiç şikayetçi değilim. Bence çok güzel bir duygu:) Büyükler "yandın sen ilerleyen aylarda çok yorulacaksın" deseler de ben inanmıyorum. Nasıl başladıysa öylede biter...

Hal böyle olunca hayatımızda bazı küçük değişiklikler oldu. Mesela akşam saati sinemaya gitmiyoruz da haftasonu sabah seanslarına gidiyoruz. Yada arkadaşlarımızda akşama kadar kalmıyoruz belli bir saatten sonra dönüş yoluna geçiyoruz. Dediğim gibi gerçekten küçük değişiklikler :)

Yaşadığım bu dönemden son derece memnunum ve her anımın tadını çıkarmaya çalışıyorum:)