Sabaha kadar meleğimi seyrettim. Tam 16 aydır bizim
hayatımızda ve onun için yaptığım ve yapacağım şeyleri düşündüm. Canı için
canımı verebileceğimi düşündüm… Uyuyamadım…
Aklım almıyor bu
yaşananları, söylenenleri…
Ben bir anneyim. Hayatta en büyük acı ne diye sorsalar,
“EVLAT” acısı derim. Ve bugün Gülsüm anne
hayatında asla eskisi gibi olamayacağı bir acıya sahip artık. Canının canı
gitti hayatından.
Sıkıca sarılıyorum kendi yavruma, kokusunu içime çekiyorum
defalarca… Tek dileğim birlikte uzun ve sağlıklı bir ömrümüzün olması L
269 gün önce hayat, Berkin ve ailesi için duruyor. 269 gün
bir umutla yaşıyorlar eski günlerdeki gibi olabilmesi için. Belki de çoğumuzun
aklından çıkmıştı hayata tutunma mücadelesi. Derken 45 kilodan 16 kiloya
düştüğünü duyduk ve 1 gün sonrada belki çoğunuzun uykuda olduğu bir saatte
sessizce aramızdan ayrıldı. Aramızdan ayrılmasının bile bir komplo olduğunu
düşünenler var ve hatta utanmadan dile
getirenler olmuş.
Bir anne düşünün,
canı komada, o her gün her saniye bir umutla iyileşmesini bekleyen, küçücük bir
tepkisini görebilmek için gözünü kırpmadan onu izleyen bir anne…. O beklerken
yavrusu 45 kilodan 16 kiloya düşmesine rağmen umudunu kaybetmeyen bir anne,
iyileşsin ben onu eski kilosuna döndürürüm, misler gibi bakarım diyen bir anne…
küçücük umutlardan büyük büyük hayaller kuran bir anne, alet eder mi yavrusunu
kötü niyetli komplolara...
Evlat acısı bu, tarifi yok.
Anne olunca anladım ki, ben yavrum için dünyaları yıkarım.
Yazıklar olsun…
İsyan etmek istiyorum, haykırmak var gücümle… Rahat bırakın
Berkin’imizi gittiği yerde rahat rahat uysun, rahat bırakın annesini acısını
yaşasın. Ben bir anneyim ve tüm kalbimle Berkin kuzum için dua ediyorum.
Ama lütfen bu acıyı anlamıyorsanız
susun, saygı duyun. Acının dini, ırkı, milleti, siyasi görüşü yoktur…
Acımıyorsa hala içiniz mateme saygı duyun ve sessiz kalın….